Alman otomobilleri genellikle kalite, performans ve prestij ile anılır. Ancak otomotiv uzmanı Chris Pyle’a göre, bazı modeller bu ünün gölgesinde kalarak sahiplerine beklenmedik ve yüksek maliyetli sorunlar yaşatabiliyor.
JustAnswer platformundan Pyle, GOBankingRates’e yaptığı açıklamada, özellikle ikinci el pazarında alıcıların dikkat etmesi gereken ‘cüzdan düşmanı’ iki modeli sıraladı.
Audi RS6 Avant: Performans canavarı mı, servis kâbusu mu?
Yüksek hızı, dört tekerlekten çekiş sistemi ve güçlü frenleriyle bilinen bu lüks performans otomobili, pek çok kişinin hayallerini süslüyor. Ancak Pyle’a göre bu model, kronik motor ve şanzıman sorunlarıyla tanınıyor.
Pyle, “İkinci el piyasasında bu güzel araçlardan birini uygun fiyata bulabilirsiniz, ancak bunun muhtemelen bir sebebi vardır” diyor ve ekliyor: “Önceki sahibi, direksiyon başında geçirdiği zamandan daha fazlasını serviste geçirmekten bıkmış olabilir. Sanki tamirler hiç bitmiyor, araba bir türlü iyileşmek istemiyor gibi bir his verir.”
Uzmana göre, araç arızalandığında sahipleri hem yedek parçaların fahiş fiyatları hem de parça bulmanın zorluğu ile karşı karşıya kalıyor.
Mercedes-Benz CLC: Garip fren sorunları ve servis bağımlılığı
Chris Pyle, Mercedes-Benz CLC modelinin de sahiplerini üzen beklenmedik sorunlara sahip olduğunu belirtiyor. “Bu model, yoldaki sert yol tutuşuyla biliniyor; özellikle otoyol sürüşleri oldukça yorucu olabiliyor” diyen Pyle, asıl sorunun başka yerde yattığını vurguluyor.
“Bu modelde, hiçbir uyarı vermeden aniden ortaya çıkan garip fren sorunları rapor ediliyor. Buna, vites kolunun sık sık takılması da ekleniyor” diye açıklıyor. Pyle’a göre işin en can sıkıcı yanı ise bu tür arızaların çözümünün genellikle sadece yetkili bayilerde mümkün olması. Bu durum, onarım maliyetlerini daha da artırarak araç sahibini bayiye bağımlı kılıyor.