Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) girişimiyle Gazi, Ankara ve Orta Doğu Teknik üniversitelerinin birlikte kurduğu NÖROM’un yönetim kurulundaki 3’ü profesör, 1’i doçent olmak üzere 4 kadın akademisyen, 11 Şubat “Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Uluslararası Günü” dolayısıyla sorularını yanıtladı.
NÖROM Müdürü Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen, 3 araştırma üniversitesinin ortaklığında 6 yıl süren hazırlık aşamasının ardından kurulan ve bir süre önce açılışı yapılan ulusal merkezin, beyin araştırmaları alanında tüm ülkedeki araştırmacılara hizmet verdiğini ifade etti.
Nörobilim alanındaki hastalıklardan öğrenme bozukluklarına kadar beyinle ilgili geniş bir araştırma alanlarının bulunduğuna işaret eden Belen, ayrıca veri işleme alanında ortak üniversitelerin mühendislik bölümlerinden akademisyenlerin merkezde önemli görevler üstlendiğini anlattı. Bolay, “Merkezimizde robotik kol, yapay zeka, derin öğrenme, sanal gerçeklik, deney hayvanları, büyük veri işleme, nöropsikiyatrik hastalıklar, beyin görüntüleme, insan fizyolojisi, moleküler biyoloji gibi pek çok alandan nörobilim projesi yapmak isteyenlere kapılarımızı açtık.” diye konuştu.
MERKEZDEKİ ARAŞTIRMACI VE ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 70’İ KADINLAR
“Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Uluslararası Günü” dolayısıyla değerlendirmeleri sorulan Belen, merkezin yönetimi ve genel idaresini, 3 üniversiteden akademisyenlerle yürüttüklerini anlattı.
Yönetim kurulunun ve ana proje yürütücülerinin 4’ünün kadın akademisyenden oluştuğunu belirten Belen, “Merkezimizde proje yürüten araştırmacılarımızın, doktora ve yüksek lisans öğrencilerimizin ve bursiyerlerimizin yaklaşık yüzde 70’i kadınlardan oluşuyor.” diye konuştu.
Kadın araştırmacı sayısının yüksek olmasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Belen, “Net bir şey söylemek zor ama biyolojik bilimler ve sağlık alanlarının daha kadın ağırlıklı olduğunu biliyoruz. Kadınların hayata bütüncül bakış açısı, insan odaklı kariyer tercihi ve çoklu görevlerde ve yaratıcı pratik çözümlerde başarılı olması önemli avantajları. Ayrıca bu durumu kadınların araştırma konusunda biraz daha dirençli, biraz daha sabırlı ve sebatkar olmasıyla ilişkilendirebilirim.” ifadelerini kullandı.
“KIZLARIMIZI BİLİME HEVESLENDİRDİĞIMİZ İÇİN ÇOK MUTLUYUZ”
NÖROM Yönetim Kurulu üyelerinden ODTÜ Enformatik Enstitüsü Sağlık Bilişimi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yeşim Aydın Son, çalışmalarının son dönemde hastalıkların ayırıcı tanılarında genetik çeşitlilikleri inceleme üzerine odaklandığını anlattı.
Çalışmalarında makine öğrenmesi ve yapay zeka ile genetik dizi incelemelerini birleştirdiklerini belirten Son, 11 Şubat “Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Uluslararası Günü” dolayısıyla şunları söyledi:
“Kızlarımızı bilim araştırma konularına küçük yaşlardan heveslendirip önlerine güzel örnekler koyabildiğimiz için çok mutluyuz. NÖROM’da kadın araştırmacı ve yönetici ağırlığı fazla. Yönetim kurulumuzun yüzde 50’sinden fazlası, araştırmacılarımızın yüzde 60-70’i bilim kadınlarından oluşuyor. Bu durumu ODTÜ Enformatik Enstitüsünde de görüyoruz. Türkiye’de sadece temel bilim ve sağlık alanlarında değil, mühendislik alanlarındaki araştırmacılarda kadın yoğunluğu var. Demek ki biz Türkiye’deki kadınlar olarak bu konuda gelişmeye önem veriyoruz, kariyerimizi bu yönde ilerletmeyi tercih ediyoruz daha çok. Bunun arkasında kadınların kurucu gücü, başladıkları işi bitirme azmi mutlaka büyük pay sahibidir.”
“KENDİLERİNE ROL MODEL OLARAK SEÇTİKLERİ İNSANLARIN PEŞİNDEN GİTSİNLER”
NÖROM Yönetim Kurulu üyesi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güvem Gümüş Akay, beyin hastalıklarında genetik yatkınlıkları ortaya koyma üzerine araştırmalar yürüttüğünü anlattı.
Otizm, şizofreni gibi hastalıklardan sorumlu genlerin işlevlerini aydınlatacak işlevsel modeller geliştirdiklerini dile getiren Akay, “Beyin hastalıkları, insanda araştırması zor konular. Epey yol katettiğimiz çalışmalarımızda NÖROM altyapısını da kullanarak modelleme çalışmalarına devam ediyoruz.” diye konuştu.
Akay, “Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Uluslararası Günü” dolayısıyla yaptığı değerlendirmede ise “Aslında nörobilim alanındaki kadın araştırmacı sayısı fazla, bu çok mutluluk ve gurur verici. Kadın olmanın getirdiği merak ve sabır belki bunda etken. Bir de bu konu sahiplenilmesi gereken, yılmamayı gerektiren bir iş. Kadınlar, belki daha anaç ve belki ekibini daha motive edebiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kız çocuklarına yönelik Akay, “Bir kere hedeflerinin büyük olması gerekiyor, meraklarının peşinden gitmelerini öneriyorum. Hiçbir zaman yılmasınlar, kendilerine rol model olarak seçtikleri insanların peşinden gitsinler.” tavsiyesinde bulundu.
“Yurt dışından dönünce bu merkezde çalışmak istiyorlar”
NÖROM Yönetim Kurulu üyesi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Bahçelioğlu, beyin araştırmalarının sabır gerektirdiğine işaret ederek, “Bizler doğal bir süreçle bir araya geldik, gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık ve NÖROM’un kuruluşunda rol oynadık. NÖROM, üç ayrı üniversitenin üç ayrı projesinin birleştirilerek tek bir teklif olarak sunulmasıyla oluştu.” diye konuştu.
“Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Uluslararası Günü” dolayısıyla görüşlerini aktaran Bahçelioğlu, şunları kaydetti:
“Bizleri bilim kadını olarak sosyal medya ve diğer kanallardan görenler bize ulaşıyor ve bir şekilde etkileşim doğuyor. Bu etkileşim de kız çocuklarının bu bilim dallarına olan isteğini artırıyor, bu bölümlere girmek istiyorlar. Nörobilim üzerine 6 senedir çalışıyoruz. Öğrencilerime bu projeyi verdiğimiz gün bu hayalimizi aktardım ve ‘Bu proje doğarsa sizlerin sayesinde doğacak.’ dedim. Mezunlarımız bile bu merkezi takip ediyor ve burada çalışmak istiyor. Yurt dışına nörobilim için doktoraya gidenler var, dönünce bu merkezde çalışmak istiyorlar. Dolayısıyla bu alandaki kadınların ne kadar istekli bir şekilde çalıştığımızı gören öğrencilerimiz, hatta liseliler etkileniyor.”
Meltem Bahçelioğlu, kız çocuklarına yönelik mesajında ise “Küçük hayaller kurmasınlar, her şeyi yapabileceklerini düşünsünler. ‘Bilimde kadın olmaz.’ diye bir şey olamaz. Kadın, nörobilimde de olur, fizikte de olur mühendislikte de olur. Kadın ve erkek beyni arasında başarıya ulaşmada nörobilimsel olarak bir fark yok.” ifadelerini kullandı.